7 milyona yakın çalışanı ilgilendiren asgari ücret pazarlığı başladı. 2020 yılı için yapılan ilk toplantı sonrası Aile, Çalışma ve Sosyal Hizmetler Bakanı Zehra Zümrüt Selçuk, Aralık ayının son haftasındaki 4. toplantıda nihai asgari ücret rakamının belirleneceğini açıkladı.
Bakan Selçuk'un "2019 yılı itibarıyla ülkemizde uygulanan asgari ücretin Bulgaristan, Yunanistan, Polonya, Macaristan, Romanya, Portekiz gibi daha birçok Avrupa Birliği ülkesini geride bıraktığını görüyoruz. Asgari ücretin satın alma gücüne yansımasına baktığımızda AB üye ve aday ülkeleri içerisinde 2002 başında 15’inci sırada, 2017 ve 2018 yıllarında 12’nci sıradayken bu yıl ülkemiz 10’uncu sıraya yükselmiş durumda" sözleri toplantıya damga vururken Türkiye İşveren Sendikaları Konfederasyonu (TİSK) Genel Sekreteri Akansel Koç, bu açıklama sonrası işçiyi tehdit etti.
"İŞLETMELERE YANSIYACAK OLUMSUZ ETKİLER ÇALIŞANLARIMIZI DA ETKİLER"
Asgari ücretin, çalışanların "geçim ücretini" değil, çalışanlara ödenebilecek "en alt limiti" ifade eden bir gösterge olduğunu ifade eden TİSK Genel Sekreteri Koç, "Unutulmamalıdır ki işletmelere yansıyacak olumsuz etkiler çalışanlarımızı da aynı yönde etkileyecektir. Asgari ücret sadece bu ücretle çalışanların ücretini değil aynı zamanda, diğer tüm çalışanların ücretini etkileyen bir gösterge, iş arayışında olan işsizlerimizin potansiyel ücreti, yeni yatırımcıların ise yatırım kararlarını etkileyen en temel kriterdir." sözleri ile işçilere gözdağı verdi.
Asgari ücretli çalışanlar ise evlerini geçindirebilecek yoksulluk sınırı üstünde bir yaşama hakkına sahip olmak istiyorlar.